Yazar: BERNA TÜRKDOĞAN
Danışman: PROF.DR. AZMİ SÜSLÜ
Yer Bilgisi: Ankara Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü
Konu: Tarih
Doktora Tezi (2006)
Özet: “Bu çalışmanın giriş kısmında Ermeni sorununun tarihçinin sorumluluğu çerçevesinde işlenmesi gerektiği, bu konudaki yanıltma çabalarından bahsederek propagandanın önemi belirtilmiştir. Birinci Bölümünde; konuya, Birinci Dünya Savaşı’nda Ermenilerin durumu ile başlanmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nda Sevk ve İskân Kanunu’na neden olan gelişmeler, Osmanlı toplum ve kamu düzeni içinde Ermeniler, Batının idarî ve hukukî yapıya müdahalesi, Ermeni ve Türk nüfusları ve Osmanlı Devleti’ni Sevk ve İskân kararını almaya zorlayan gelişmelere yer verilmiştir. İkinci Bölümde; geçici sevk ve iskân kanunu ve uygulanması, idarî ve hukukî açıdan 24 Nisan 1915 kararı, talimatnameler, kararnameler, kanunun uygulanmasında kusuru olanların yargılanması, kanun karşısında Batı’nın ve Ermenilerin tutumu irdelenmiştir. Üçüncü Bölümde; muhacirlerin durumu, ortamın şartları, bunlara yapılan yardımlar gerek Osmanlı arşivleri gerekse yurt dışı arşiv belgeleri kullanılarak ortaya konulmuştur. Dördüncü Bölümde; Lozan Anlaşması’ndaki durum incelenmiştir. Lozan Barış Antlaşması şurasında Ermenilerin siyasî uğraşıları, Lozan Konferansı Azınlıklar Alt Komitesi’nde görüşülen Ermeni konusu, TBMM’deki görüşler ve Lozan’da Azınlık Hakları (madde 37-45) başlıkları altında konu incelenmiştir. Beşinci Bölümde; İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında Ermeni konusunun gelişimine bakılmıştır. İnönü’nün dönemindeki gelişmeler ve çok partili sisteme geçişte yaşanan olaylara yer verilmiştir. Altıncı Bölümde; 1965-1985 yılları arasında Ermeni terörü, Ermenilerin siyasî ve hukukî durumu, Rumlarla işbirliği, 50 yıl sonra başlatılan yeni terör hareketi, ASALA örgütünün kuruluşu ve faaliyetleri ile PKK ile olan ilişkileri saptanmaya çalışılmıştır. Yedinci Bölümde; 1985 sonrasında Ermeni konusu 24 Nisan 2005 tarihine kadar olan gelişmelere yer verilmiştir. Konu, Türkiye-Ermenistan ilişkileri, Azerbaycan ve Karabağ’ın durumu, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği sırasındaki gelişmelere etkisi şeklinde işlenmiştir. Dünya kamuoyunda Ermeni konusunun yansıması, sözde katliam anıtları, yasa tasarıları, ders programlarında propaganda faaliyetleri, son dönemde Ermeni lobisi faaliyetlerine yer verilmiştir. Ermeni tezi lehindeki girişimler anlatılarak, çözüm yollarının ne olabileceği tartışılmıştır. Sonuçta, Ermeni meselesinde Osmanlı Hükümeti’nin almış olduğu kararların ve uygulamaların gerekliliği göz önüne serilmiştir. Dost ve kardeş ortamında yaşayan bir toplumda, asıl amacın sözde Ermeni soy kırımın kullanıldığı yüz yıllık bir politikayla, Türk topraklarını bölmeye yönelik “Doğu Sorunu” plânının bir parçası olduğu ortaya konulmuştur. Bu duruma karşı çözüme yönelik izlenmesi gereken politikanın ana hatları çizilerek yürütülecek politikaya ışık tutulmaya çalışılmıştır.”