ermenisorunu.gen.tr’yi yeniden organize ederek yayına hazırlarken birkaç şeye özellikle dikkat ettik. Öncelikle tarafların görüşlerini olabildiğince berrak ve doğrudan ortaya koymaya çalıştık. İnternette bu ve benzeri konularda yayın yapan sitelerden ayrılmak amacıyla içeriği oluştururken son derece titiz ve çeşitliliğe alabildiğine geniş bir yer ayıracak biçimde hazırlık yaptık. Seçtiğimiz kısa videolarda bu çabanın seçik bir şekilde izlenebileceğini sanıyorum.
Bir ideolojik sınıflandırmaya tabi tutmakta zorlandığımız görüşleri de yine ana fikri öne çıkarabilecek kesitlerini sunarak yayımlamaya başladık. Yani özellikle varmayı amaçladığımız ilk nokta şu ki bu site, ziyaret eden izleyiciler için sahada hangi görüşler temsil ediliyor ve bu görüşlerin savunduğu temel argümanlar neler, görebilecekleri bir ‘medium’ olsun.
Ermeni meselesinin serüvenini Türklerle Ermenilerin ilk karşılaşmalarından günümüze kadar olan geniş safahati içinde bu sitede bulabileceksiniz. Her bölümün girişinde ana hatları ortaya koyan bir kısa not eşliğinde alanlarında uzman akademisyenlerin görüşlerini doğrudan kendilerinden dinleyebilirsiniz.
Siteyi yayına açmak için içeriğin tamamını oluşturmayı ve videoların tümünü yüklemeyi beklemedik. Bir fikir verebilecek kadar içeriğin hazır olduğunu düşündüğümüz bu aşamada ermenisorunu.gen.tr’yi güncellenmiş versiyonu ile yayına açıyoruz. Her gün gerek yeni videoların yüklenmesi gerekse arşivlerden enstitü ve vakıflara, belgelerden güncel gelişmelere kadar sayısız verinin istifadenize sunulması hızla devam edecek. Bu yüzden bir süre, sitemizi ziyaret ettiğinizde ana sayfanın solunda yer alan konu başlıklarına tıklayarak içeriklerine göz atmanızı tavsiye ederiz.
Bu adımda gördüğünüz hataları, içerik ile ilgili, tasarım veya yazılım ile ilgili problemleri bizimle paylaşırsanız çok memnun olacağımızı belirtelim. Tashih bitmez biliyoruz.
Tashih bitmez! Cağaloğlu yayıncılarının meşhur sözüdür. Sahih, musahhih, tashih kelimeleri yaşıyorken bu lafı duyardık. O gözlüklerinin üzerinden bakan, huysuz, titiz ve kollarında eski filmlerde rastlamaya alışık olduğumuz katip kolluğu görsek yadırgamayacağımız son musahhihlere biz de ucundan yetiştik. Onlardan hâlâ hayatta olanlar ya içi acıyarak bugünün yayın dünyasını hayretle seyrediyor ya da başka işlerle ilgileniyorlardır ki bu adına hâlâ yayıncılık denen son sürat hengamenin içinde dibe vurmuş kaliteye şahit olmasınlar.
Tashih bitmez. Eskiden bitsin ya da en az hasarla atlatılsın diye bir çaba vardı. Şimdi onun yerine hemen bir sonraki aşamanın telaşı var. Hele de söz konusu internet yayıncılığı ise. Ayrı yazılan “de”ler gibi twitter şakalarını bir kenara koyacak olursak internette içerik çerçevesi, metin kalitesi, dil, anlam veya bütünlük gibi meseleler tali konu başlıkları arasında bile kendine yer bulamıyor.
Bunu değiştirmeye belki gücümüz yetmez ama azaltmayı deneyebiliriz. Bu konuyu her açıdan daha temiz bir dille tartışmayı, yayın yapmayı başarabilirsek bakarsınız yeni ve daha ferah bir zemine taşınmanın da adımını atmış oluruz. Kavga ettiğimiz değil konuştuğumuz, slogan attığımız değil fikirlerimizi söylediğimiz, birbirimizi öldürmeyi değil yaşatmayı düşündüğümüz bir zemine.
İyi okumalar…