İttihat ve Terakki’nin en önemli isimlerinden, Osmanlı Devleti’nin eski Dahiliye Nazırı (İçişleri Bakanı) Talat Paşa’nın öldürülmesinin üstünden 95 yıl geçti. 15 Mart 1921 tarihinde Berlin’de işlenen cinayetin faili 18 yaşındaki Soğomon Tehliryan Alman mahkemesi tarafından göstermelik bir yargılamadan sonra serbest bırakıldı. Suikastın arkasında hangi güçlerin olduğu yıllarca konuşulsa da konu yargı kararıyla sonuca bağlanamadı. Katil olduğunu itiraf eden Tehliryan Ermeni diasporasınca kahraman ilan edildi. “Soykırım” kavramı uluslararası hukuk literatürüne girmeden önce “insanlığa karşı işlenen suç”, daha sonra ise “soykırım” tezine sarılan çevrelerin 1 Haziran 1915 tarihinde yürürlüğe giren Sevk ve İskan Kanunu’nu bu “suç”a delil olarak kabul ettikleri biliniyor. Bu kanunun hazırlayıcısı ve uygulayıcısı Talat Paşa’nın öldürülmesi bu anlamda sembolik bir anlam taşıyor. Katilin oğlu ise yıllar sonra “Babam bir kahraman değil, katildi. Üstelik zorunlu bir göç içinde de bulunmamıştı” açıklamasında bulunmuştu. (http://www.ermenisorunu.gen.tr/babam-kahraman-degil-katildi/)
1874 yılında Edirne’de dünyaya gelen Talat Paşa genç yaşlarında dönemin muhalif hareketi Jön Türkler’den etkilenir. İlerleyen dönemde Osmanlı Devleti’nde rejimi değiştirecek daha büyük bir muhalif hareket olan İttihat ve Terakki’nin kritik isimlerinden biri haline gelir. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Edirne Mebusu olarak Meclis-i Mebusan’a girer. Dahiliye Nazırlığı, Posta ve Telgraf Nazırlığı ve Sadrazamlık makamlarında bulunan Talat Paşa, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılması üzerine 8 Ekim 1918’de sadrazamlıktan istifa eder. İttihat ve Terakki Genel Merkezi’nin kararıyla Kasım 1918’de yurdu terk ederek Sivastopol üzerinden Berlin’e geçer.
Taşnak Partisi’nin İttihat ve Terakki önderlerini öldürme planları dahilinde 15 Mart 1921’de Berlin’de şehit edilen Talat Paşa’nın katili Soğomon Tehliryan cinayeti itiraf etmesine rağmen beraat ettirilir. Tehliryan’ın San Fransisco’daki mezarı üzerinde altın kaplama bir anıt bulunması ve Ermenistan’da heykellerinin yer alması onun bir kahraman olarak görüldüğünü gösterir. Talat Paşa’nın naaşı ise 1943 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye’ye taşınarak Abide-i Hürriyet Şehitliği’ne defnedilir.