CUMHURBAŞKANLIĞI İLETİŞİM BAŞKANLIĞI’NDAN 1915 OLAYLARI KONFERANSI

Yazı: ermenisorunu.gen.tr  ///  22.04.2022

CUMHURBAŞKANLIĞI İLETİŞİM BAŞKANLIĞI’NDAN 1915 OLAYLARI KONFERANSI

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, 1915 Olayları’nın hukuki, tarihî ve siyasi boyutlarının tartışılması amacıyla 20 Nisan 2022 tarihinde “Uluslararası Hukuk ve Tarih Perspektifinden 1915 Olayları Konferansı” düzenledi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Konferans Salonu’ndaki etkinlikte “Siyasi Saiklerle Tarihin Araçsallaştırılması: 1915 Olayları’na İlişkin İddiaların Ortaya Çıkışı ve Uluslararasılaşması”, “Ermeni Sevk ve İskân Kanunu Sürecinin Değerlendirilmesi” ve “Uluslararası Hukuk Bağlamında 1915 Olayları” başlıklı üç oturum gerçekleştirildi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, 20. yüzyılın en büyük trajedilerinden birinin Birinci Dünya Savaşı olduğunu belirterek, “Türk, Kürt, Arap ve Ermeni, bütün Osmanlı vatandaşları savaşın sıkıntısını en derinden yaşadı. Osmanlı İmparatorluğu, Çanakkale, Kafkasya, Filistin, Hicaz gibi cephelerde büyük mücadele verdi ve yüz binlerce evladını kaybetti. Bir taraftan da işgalci güçlerin kışkırttığı ayrılıkçı çetelerin içeride gerçekleştirdikleri katliamlarla yüzleşti. Bu, Müslüman ahalinin mevcut koşullarını çok daha ağırlaştırdı. Burada savaş şartlarını fırsat bilen Ermeni çetelerin, Anadolu’da yüz binlerce sivili katletmiş olmaları tarihî bir gerçektir, tarihî bir vesikadır. Ermeni çetelerin katliamlarından kurtulmak için binlerce Osmanlı vatandaşı yerini yurdunu terk etmek zorunda kalmıştır. Artık katlanılamaz boyutlara ulaşan vahşeti önlemek adına Osmanlı Devleti tarafından 1915 yılında Sevk ve İskân Kanunu çıkarılmıştır. Söz konusu çetelerin saldırılarının yoğunlaştığı bölgelerdeki Ermeni nüfus, can ve mal emniyetleri sağlanarak geçici olarak yine Osmanlı sınırları içindeki güney bölgelere kaydırılmış ama asla sınır dışı edilmemiştir. Soykırım gibi bir olaysa asla yaşanmamıştır. Bu adım, toprak bütünlüğü ve güvenliği için topyekûn bir mücadele yürütürken bir anlamda sırtından vurulan Osmanlı’nın başvurmak zorunda kaldığı bir emniyet tedbiri olmuştur” dedi.

 “1915 OLAYLARI KİRLİ SİYASİ EMELLER İÇİN KULLANILMAYA ÇALIŞILMAKTADIR”

Fahrettin Altun, Türkler ile Ermenilerin yüzyıllarca süren ve insanlığa örnek teşkil eden birlikte yaşama kültürü geliştirdiklerini kaydederek, “Ancak bu tarihî hakikat kasıtlı şekilde örtbas edilmektedir ve sadece 1915 Olayları art niyetli odakların suistimalleri ve mesnetsiz iddialarıyla çarpıtılmış, manipüle edilmiş bir şekilde gündeme getirilmeye, kirli siyasi emeller için kullanılmaya çalışılmaktadır” diye konuştu. 1915 Olayları ile ilgili olarak bazı ülke parlamentolarında alınan kararları da hatırlatan Altun, “Söz konusu döneme ilişkin tartışmalar, bilimsellikten uzak, tarihî gerçeklerle bir bağı olmayan, ön yargılı bir tavırla bazı parlamentoların kendi iç siyasetlerine alet edilmek isteniyor. Özellikle birçok batılı devletin siyasi bir baskı aracı olarak bu olayları gündeme getirmeleri, dış politikada etkili bir enstrüman olarak kullanma istekleri, ülkemize karşı dayatmacı ve zorba bir düşüncenin yansıması olarak kendisini göstermektedir ve bunun bir karşılığı yoktur. 1915 Olayları tarihin ve bilimin konusu olması gerekirken bugün üzerinden 100 yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen hâlâ kötücül siyasetin konusu olmaktan kurtulamamıştır” dedi. Altun, tarihî gerçeklerin siyasi konjonktürün dar çıkarları için kullanılmaması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Birçok ülke parlamentosu Türkiye aleyhine çeşitli kararlar aldılar; onların 1915 Olayları’na ilişkin aldığı kararlar, bilimsel veriler ışığında da uluslararası hukuk nazarında da bizim nezdimizde de yok hükmündedir. Bunu Cumhurbaşkanımız defalarca ifade etmiştir. Uydurma bir tarih algısı, hem tarihe hem de insanlığın bütününe yapılmış bir hakarettir.”

 “TÜRKİYE OLARAK HAKİKATİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Fahrettin Altun, ortak tarihi tahrif eden ve ortak gelecek önündeki en büyük engeli teşkil eden devlet, lobi ya da diasporalara boyun eğmeyeceklerini ifade ederek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinden bir endişesi olmadığı gibi komşularıyla ortak geleceğinden de bir endişesi yoktur. Biz, 1915 Olayları’nı siyasi ajandaları uğruna saptıran üçüncü tarafların aksine komşularımızla sorunları karşılıklı çözme, diyalogla çözme, bölgede barış ve istikrarı sağlama noktasında niyetimizi dün olduğu gibi bugün de muhafaza ediyoruz. Bu noktada bütün gayretimizi ortaya seriyoruz. Ortak tarihimizi kendi kirli tarihlerini aklamak amacıyla çarpıtan odakların da karşısında duruyoruz. Tarihi tahrif eden çabalar, bütün Osmanlı vatandaşlarının o dönem yaşadığı acılara ve hatıralara en büyük saygısızlığı yapmaktadırlar. Tarihi çarpıtmaya ve istismar etmeye dayanan hakikat ötesi anlatıların ne bizim ne de hakikatin nazarında bir kıymeti yoktur. Asıl olan, adalet ve hakikatin zihinlerde ve gönüllerde yer etmesi, Türk ve Ermeni halklarının ortak geleceğinin hakikatin ışığıyla aydınlatılmasıdır. Türkiye olarak her zaman hakkı ve hakikati güçlü bir şekilde savunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

 “BU BİR SOYKIRIM DEĞİLDİR”

Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, kurum olarak 1915 Olayları’na ilişkin çalışmalarının yoğun bir biçimde devam ettiğini belirtti. Çetin bu çerçevede Türkiye ve dünyadan Ermeni tezleriyle ilgili bütün materyallerin kurum arşivinde bir araya getirildiğini ifade etti. Kazım Karabekir Vakfı Kurucusu Timsal Karabekir ise konferansa bir video mesajla katılarak şu değerlendirmelerde bulundu: “Tehcir sırasında tabii ki çeşitli nedenlerden bir kısım Ermeni vatandaş hayatlarını kaybetmiştir ancak bu bir soykırım değildir. Asıl soykırım diyebileceğimiz olaylar, 1918 yılında Rusların çekilirken işgal ettikleri topraklarda Ermenistan kurma çabası içinde bulunan Ermeni çetelerinin Türk ve Müslüman halka karşı yaptıkları katliamlardır. Babam Kazım Karabekir’in Birinci Kafkas Kolordu Komutanı olarak Erzincan ve Erzurum’u kurtardığı sırada gördükleri ve özellikle Alaca’da karşılaştığı katliam bugün bile canımızı yakmaktadır.”

Konferansta açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. Başkanlığını Millî Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ethem Atnur’un üstlendiği “Siyasi Saiklerle Tarihin Araçsallaştırılması: 1915 Olayları’na İlişkin İddiaların Ortaya Çıkışı ve Uluslararasılaşması” başlıklı ilk oturumda Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ramazan Erhan Güllü, Avrasya İncelemeleri Merkezi Kıdemli Analisti Dr. Turgut Kerem Tuncel ve bağımsız gazeteci, yorumcu ve yazar Raoul Lowery Contreras yer aldı. Başkanlığını Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nejla Günay’ın üstlendiği “Ermeni Sevk ve İskân Kanunu Sürecinin Değerlendirilmesi” başlıklı ikinci oturuma Sakarya Üniversitesi Türk Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Haluk Selvi, Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gaffar Çakmaklı Mehdiyev ve araştırmacı-yazar Nicholas Warndorf katıldı. Başkanlığını Avrasya İncelemeleri Merkezi Başkanı ve Emekli Büyükelçi Alev Kılıç’ın üstlendiği “Uluslararası Hukuk Bağlamında 1915 Olayları” başlıklı üçüncü oturumda ise Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Acer, avukat ve Saltzman&Evinch Hukuk Bürosu Ortağı Günay Evinch, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Onur Uraz ve Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Çaycı yer aldı.