Yazar: HÜLYA ERASLAN
Danışman: PROF. DR. AYHAN BİBER
Yer Bilgisi: Gazi Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Gazetecilik Anabilim Dalı
Konu: Gazetecilik
Doktora Tezi (2016)
Özet: “1878 Berlin Konferansı’yla birlikte uluslararası nitelik kazanan Ermeni sorunu, dönemin egemen güçleri tarafından -İngiltere başta olmak üzere Rusya, Fransa, Avusturya Macaristan ve Almanya- yaratılmış, Osmanlı Devleti’nin iç siyasetine karışmanın bir aracı olarak kullanılmıştır. Osmanlı topraklarında Sırp isyanı ile başlayan milliyetçilik hareketinin son temsilci Osmanlı Ermenileri olmuşlardır. Büyük güçlerin desteklerine güvenerek özellikle 1890’lardan sonra Anadolu topraklarında isyan başlatan Hınçak ve Taşnak Komiteleri, şiddet ve terörü amaçlarına ulaşmada meşru bir yöntem olarak kabul etmişlerdir. 1890-1896 yılları arasında İstanbul da dâhil olmak üzere Anadolu’da gerçekleştirdikleri eylemlerde çok sayıda Ermeni ve Müslüman hayatını kaybetmiştir. Osmanlı ve Ermeni tarih literatüründe ‘isyan’, ‘katliam’, ‘kıyam’ olarak tanımlanan bu olaylar ve sonuçları Osmanlı toplumsal yaşamını derinden etkilemiştir. Çalışmamızın konusunu oluşturan Taşnak Ermeni Komitesi öncülüğünde İstanbul’da gerçekleştirilen ‘1896 Osmanlı Bankası Baskını’ bu olayların en çok ses getireni olmuştur. Bu olay, Osmanlı Ermeni toplumu üzerinde kısa ve uzun vadeli çok çeşitli sonuçlar yaratmıştır. Osmanlı Devleti’nin finans merkezi olan, İngiliz ve Fransız sermayeli Osmanlı Bankası’nın Ermeni milliyetçileri tarafından hedef seçilmesinin temelinde Ermeni sorununun çözümünde Avrupalı güçleri bir an önce harekete geçirip, kalıcı sonuçlar alma isteği vardır. 19. yüzyıl, Osmanlı Ermeni toplumu için sınıfsal, mezhepsel, kültürel, toplumsal, siyasal ve ekonomik olarak dönüşüm ve değişim yüzyılıdır. İstanbul ve Taşra Ermenisi ayrılığı başta olmak üzere mezhepsel olarak Gregoryen, Protestan, Katolik; sınıfsal olarak üst (bürokrat, amira), orta (esnaf, zanaatkâr, gazeteci, yazar), alt (hamal) katmanlardan oluşur. Avrupa’da eğitim görüp gelen Jön Ermenilerle birlikte, ihtilalci hareketlerden etkilenen gruplar olduğu kadar, var olan düzenin korunup gitmesinden yana olanlar, Abdülhamit tarafgirliği yapanlar da vardır. Bu çalışmada Osmanlı Bankası Baskını olayı üzerinden yola çıkarak çok katmanlı Osmanlı Ermeni toplumunun yaşanan olaylardan etkilenmesi dönemin Osmanlı Ermeni basını üzerinden okunmaya çalışılmıştır. İmparatorlukta 1831 yılında yayımlanan Takvim-i Vekâyi’nin Ermenice nüshasıyla başlayan Ermeni gazeteciliği, yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızla gelişmiş özellikle 1890’lı yıllarda gazete İstanbul ve taşradaki Ermeni cemaati için -okuryazarlılık ve gazeteye erişim koşullarındaki tahmini bilgilere rağmen- önemli bir iletişim aracı olabileceğinin işaretlerini vermeye başlamıştır. Bu çalışmayla banka baskını olayından hareketle imparatorlukta yayımlanan Ermeni gazetelerinin politikaları ortaya konulmuştur. Uluslararası sistemin temsilcisi olan Osmanlı Bankası’nın işgali ve ardından yaşanan olayların Osmanlı Ermenilerinin rutin hayatını nasıl etkilediği, ne tür değişim ve dönüşümlere yol açtığı kendi günlük ve haftalık gazeteleri üzerinden incelenmiştir. İşgalin ve olayların yaşandığı sırada İstanbul’da yayımlanan üç gazete ile birlikte -Cerîde-i Şarkiye, Mecmûa-i Ahbâr ve Manzûme-i Efkâr- istibdat koşullarının daha az hissedildiği Varna’da çıkarılan İravunk adlı gazetenin yayın politikasında Ermeni sorununun nasıl ele alındığı, nasıl tarihselleştirildiği ve çözümü için nasıl bir kamuoyu yaratma pratiği oluşturulduğu saptanmıştır.”