ERMENİ-MÜSLÜMAN UYUŞMAZLIĞI ÜZERİNDE AMERİKAN TESİRİ

Yazı: ermenisorunu.gen.tr  ///  01.12.2019

ERMENİ-MÜSLÜMAN UYUŞMAZLIĞI ÜZERİNDE AMERİKAN TESİRİ

Türkler Hakkında Dalkavukluk
Son zamanlarda Amerikalılar birdenbire Türklere karşı dikkat çekici bir şekilde nezaket göstermeğe başlamışlardır. Amerika’nın İstanbul Elçisi İlkös, kendi vatandaşlarının menfaatlerinden çok, Türk dostlarının iyiliğini istediklerini, kendi heyet, okul ve diğer kurumlarıyla, yardım etmekten başka bir arzularının olmadığını birtakım süslü kelimelerle anlatmıştır. İngiltere veya Amerika’dan böyle insaniyet ve sevgi dolu sözlerle süslü kelimeler geldikçe herhalde bu durumdan şüphe edilir. Fikren birbiriyle uyuşan bu iki devlet, maddî olarak çok büyük menfaatlerini, görenlerin anlayamayacağı bir manevî örtü ile nasıl kapatmak gerektiğini çok iyi bilirler.

Amerikalıların okul ve hastaneleriyle, Türkiye’ye bazı iyilikler yaptıkları inkâr edilemezse de, acaba bu Amerikan heyetinin faaliyetleri faydadan daha çok zarar vermemiş midir? Önce şunu açıkça söyleyelim: Amerikan din yayıcıları mezheplerinin itikatları gereğince İngilizlerle benzer olduklarından, daima İngiliz menfaatine de çalışmaktadırlar. Fakat bunlar kendi menfaatleri için kusursuz bir şekilde çalışan, bir ruhanî memur, bir öğretmen ya da bir hekimin arkasında, servetini boş yere harcamayan ve kendi dinlerini tasdik etmekle birlikte, altın seslerini bekleyen maliyecilerdir. Özellikle, Amerikan din yayıcılarının Türkiye’deki faaliyetleri, pek az kimse tarafından anlaşılabilmiş birtakım siyasî maksatlar da gütmektedir.

Amerikan Heyetinin seçmiş olduğu yer Ermenistan’dır. Gerçi Amerika’nın İstanbul’da da iyi ve öğretici müesseseleri bulunmaktaysa da bunlar, temeli Ermenistan’da bulunan bir binanın çatısını teşkil etmektedir. Ne kadar tuhaf görülürse görülsün, senelerden beri devam eden Ermeni karışıklıkları orada bulunan Amerikan papaz ve öğretmenlerinin tesirleriyle alâkalıdır. Ancak bununla karışıklığı doğrudan doğruya Amerikalıların çıkarttırmış olduğunu demek istediğimiz anlaşılmasın. Gerçi bu da olmuştur. İşte daima ayaklanma halinde bulunan Ermenilerin çoğu Amerikan uyruğundan olduklarından, her zaman Amerikan din yayıcıları ve İstanbul’daki Amerikan Elçiliği tarafından himaye olunurlardı. Meselenin özeti de şöyledir: Amerikan okullarında akıl almaz bir surette Amerikan serbestisi ile zihinleri doldurulmuş olan Ermeni gençleri, Türk Devleti aleyhindeki gizli teşkilâtlara katılmaktadırlar. Devletçe takip edilen bu gençler, Amerika’ya firar edip Amerika Birleşik Devletleri’nin himayesine sığınarak Amerikan memurlarının da yardımıyla, kanunca belirlenmiş olan zamandan daha önce Amerika’ya tâbi olmuşlardır. Amerikan pasaportuna sahip oldukları halde, tekrar Ermenistan’a dönerek, memleketlerinin himayesine sığınıp açıkça Türk Devleti aleyhinde kargaşalıklar çıkarmaya çalışmaktadırlar. Hükümet nihayet sabrı tükenip de, bunlara karşı haşin elini uzattığı zaman, İngiliz – Amerikan tekeli altında bütün gelişmiş ülkelerde, Türklerin Hristiyan Ermenilere karşı yaptıkları mezalimden dolayı bir feryattır başlardı.

Çoğu defa Amerikan savaş gemileri, Türklerin Amerikan uyruklulara uygun gördükleri bu hücumdan dolayı özür dilemelerini istemek için Anadolu kıyılarında görünürlerdi ve Türklere buna karşılık sürekli tazminat ödeme sözü verdirirlerdi. Zaten Türkler de böyle paralara borçlu kalmağa alışmışlardı.

Ermeni meselesi Amerikan basınında ve siyasetinde daimî bir rol oynadığından, artık Amerikan din yayıcılarının, Ermeni işleriyle uğraşmalarının önlenmesi ile buna bir son verilmesi hakkında tekrar Kongre’de taleplerde bulunulmuşsa da tabiî olarak önem verilmemiştir. Fakat bu sonu gelmez Ermeni meselesi Amerikan vatandaşlık yönergesinin değiştirilmesine sebep olmuştur. Bunun üzerine Amerikan uyrukluların kendi vatanlarına döndükten iki sene sonra vatandaşlık haklarını kaybedecekleri hakkında bir karar alınmıştır. Böylelikle de bu bozgunculardan kurtulmak ümit edilmiştir. Tabiî bu meselede İngiltere daima gizliden gizliye, Ermenilere karşı yapılan bir olay karşısında onlara taraftar olarak meydana çıkmıştır. Kısacası bunu teşvik eden kuvvet, daima geride gizli olarak kalmıştır. Onun maksadı, Ermeni karışıklıklarının yaralarını Türkiye cesedi üzerinde açık bulundurarak bu vesile ile Türkiye’yi zayıf düşürmekti. Bu meselede, Fransa ve Rusya’nın pek hevesli yardımlarını görmüştür. Amerikan din yayıcıları bu maksada ulaşmak için iyi bir vasıta teşkil edip, bunlardan hiçbirisi birlik içinde, sağlam ve kuvvetli bir Türkiye’yi arzu etmediğinden, bu Amerikan din yayıcılarının ileri sürülmesiyle bütün dünyaya karşı Hristiyanlığın, dinsizlere
ve Türklere karşı korunmakta olduğunu göstererek göz boyuyorlardı. Bu arada doğal ayrıcalıklar kovalamak hususuyla, tazminat talebi iddiaları iyi bir vesile teşkil ediyordu. Amerika’nın şimdiki nezaketi de önemli bir ayrıcalık elde etmek içindir. Şimdi, Türkiye’nin paraya ihtiyacı olduğu ve savaştan sonra parasızlıktan kurtulamayacağı meselesi söz konusu olmaktadır. Amerika, Türklerin düşmanlarından ve müttefiklerinden kum gibi para kazanmıştır. Bu kazanılmış parayla şimdi Türkiye’den büyük ayrıcalıklar alarak demir yolları yapımı ve Anadolu’da maden ocakları satın alınması uygun değil midir? Elçi Morgontav kurnaz bir ticaret ehli olarak, bu hususta büyük menfaatler temin etmiş ve az bir para ile banka ayrıcalığı elde etmiştir. Kendisinden sonra yerine gelen İlkös de aynı ayrıcalığı almaya gayret ediyor. İşte bu bizim hepimize ve özellikle Bağdat demir yolu hattının geleceği için gözümüzü açmağa yeterli sebep teşkil eder.
2 nci Şube
31569
Bakana
İçişleri Bakanına birer suret yazılmıştır / 8 Ekim 1916
Dışişleri Bakanına
bir sureti Bakana sunulmuştur.
15 Ekim 1916
d
3 ncü Kısım