Papa François’in 24-26 Haziran’da Ermenistan’a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında “Ermeni soykırımı” vurgusu yapması ve “soykırım anıtı”nı ziyaret etmesi Dışişleri Bakanlığı’nın yayımladığı bir açıklamayla kınandı. Bakanlığın internet sitesinde de yer alan bildirinin tam metni şöyle:
“Papa Fransuva’nın 24-26 Haziran 2016 tarihlerinde gerçekleştirdiği Ermenistan ziyareti sırasında sözde soykırım anıtına gitmesi, 1915 olaylarına ilişkin talihsiz açıklamalar yapması, Ermeni Katolikosluğuyla imzalanan Ortak Bildiri’de 1915 olaylarına dair kabul edilemez atıflarda bulunulması ve dönüş yolunda yalan ve iftira olduğu kanıtlanmış ifadelerin zikredilmesi, Papa Fransuva’nın, 1915 olaylarına ilişkin tarihi gerçeklerle ve hukukla bağdaşmayan Ermeni anlatısına olan koşulsuz bağlılığını bir kez daha göstermiştir.
Esasen, anılan ziyaret öncesindeki açıklamalar ve ziyaret için yapılan hazırlıkların niteliği dahi sözkonusu ziyaretin istismar edildiğini açıkça ortaya koymaktayken, maalesef Papa Fransuva geçen sene Türkiye ve Türk halkı nezdinde yarattığı hayalkırıklığının bir benzerini yaşatmış, Birinci Dünya Savaşı yıllarında çekilen acılar ve verilen kayıplar arasında bir kez daha din temelli ayrımcılık yapılmıştır.
Papa Fransuva’nın, Ermenistan ziyareti sırasında sergilediği, tarihsel olaylara taraflı yaklaşım ve diğerini ötekileştirmeye yönelik tutumu, ne sürekli vurguladığı farklı gruplar arasında barış ve dostluğun tesis edilmesi yönündeki çabalarıyla, ne de Vatikan Basın Bürosu’nun 3 Şubat 2016 tarihinde yaptığı ve 1915 olaylarına ilişkin olarak, Ortak Tarih Komisyonu önerimizi öne çıkaran, ayrıca, 1977 yılında ASALA iltisaklı teröre şehit verdiğimiz Vatikan Büyükelçimiz Taha Carım’ın hatırasına atıfla terörü kınayan açıklamasıyla örtüşmektedir.
Bu veçhesiyle, Papa Fransuva’nın Ermenistan ziyaretinin, geçtiğimiz Nisan ayında Yukarı Karabağ temas hattında ve Azerbaycan-Ermenistan sınırının bazı kesimlerinde gerçekleşen çatışmaların da gösterdiği üzere, Güney Kafkasya’nın, bilhassa bu kritik dönemde, ihtiyaç duyduğu barış ve istikrara hiçbir katkı sağlamadığını da üzülerek müşahede ediyoruz.
Oysa, Papalık gibi ulvi bir makamı temsil eden kişilerin gelecek nesillere dostluk ve barışı miras bırakmaya çalışması ve hukuka saygılı, uzlaştırıcı bir tutum izlemesi beklenir.”