Bu metinde, tehcirin hukuki ve resmî olarak ne zaman durdurulduğunun bilgisi verilirken sürecin nasıl işlediği ve çeşitli taraflarca nasıl değerlendirildiği anlatılıyor.
Tehcir kararı kapsamında gerçekleştirilen sevk ve isyan faaliyetleri 25 Kasım 1915’te vilayetlere gönderilen bir emirle geçici olarak durduruldu, 15 Mart 1916 tarihinde ise genel bir emir ile tehcirin tamamen sona erdiği bildirildi. Bu esnada henüz iskan edilecekleri bölgelere ulaşmamış Ermenilerin bulundukları yerde yerleştirilmelerine karar verildi.
Bu tarihten önce, 29 Ağustos 1915 tarihinde Talat Paşa’nın vilayetlere gönderdiği telgrafta şu sözler geçiyordu: “… Hükümetin dileği, halihazırda sevk ve iskan edilmiş Ermenilerin yanı sıra başka hiçbir Ermeni’nin yerinden edilmemesidir. Daha önce de duyurulduğu gibi, asker aileleri, gerekli ölçüde esnaflar, ve Protestan ve Katolik Ermeniler sevk edilmeyecek.” Talat Paşa, 24 Kasım tarihli bir başka telgrafta ise şöyle diyordu: “Ermenilerin sevki kararı yürürlükten kalktığı için artık sevk ve iskan edilmek üzere Ermeni konvoyları oluşturmak uygun değildir. Bu sebeple, eğer incelemeler sevki gereken tehlikeli kişilerin varlığını ortaya koymuşsa bizim önceden bu kişilerin isimleri ve sayıları hakkında bilgilendirilmemiz gerekir.” Ermenilerin “soykırım”dan bizzat sorumlu tuttukları isimlerden olan Talat Paşa’nın bu sözleri topyekun bir ortadan kaldırma niyetinin olmadığını gösterir niteliktedir.
Bununla beraber, tehcir kararının yürürlükten kaldırılması sürecinin hemen ve sorunsuz bir şekilde uygulanmaya başlandığını söylemek de mümkün gözükmemektedir. Hükümet, 1915 Ağustos’unun sonlarından itibaren bu kararı birçok defa yinelemek durumunda kalmıştır. Guenter Lewy, merkezî yönetimin özellikle sınır vilayetlerinde olup bitenler üzerinde tam bir denetim sağlayamadığını, geri dönmeye çalışan Ermenilerin birçok sıkıntıyla karşılaştığını ifade eder. Yine de, Lewy’e göre tehcirin bitirilmesi kararı resmî olarak verilmiş ve Ermenilerin geri dönmesi için girişimlerde bulunulmaya başlanmıştır.
Osmanlı’nın savaştaki yenilgisini tesciller nitelikteki Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından önce başlamış olan geri dönüş işlemlerinin uzun bir zaman dilimine yayıldığı söylenebilir. Yerel halkın itirazları, demiryolu hatlarının çoğunlukla işgal kuvvetlerinin elinde bulunmasının son derece zor hale getirdiği ulaşım, savaş koşullarının kötüleştirdiği açlık ve salgın hastalıklar gibi nedenlerle sorunsuz bir şekilde ilerleyemeyen geri dönüş işlemlerini kolaylaştırmak için Osmanlı’nın bu kararı yinelediğini ve birtakım yardımcı unsurlar ortaya koymaya çabaladığını görüyoruz. Geri dönüş yolunda olan Ermenilere kolaylık gösterilmesi, ihtiyaçlarının mümkün olduğunca karşılanması, can ve mal güvenliklerinin sağlanması ve yolculukları için tren tesis edilmesi yolundaki talimatların resmî belgelerde yer aldığını biliyoruz. Buna ek olarak emlak ve arazilerin iadesi, yetim çocukların veli veya cemaatlere teslim edilmesi, din değiştirenlerden isteyenlerin eski dinlerine dönmesi gibi konularda da adımlar atılmış gözüküyor. Ayrıca bu yardım faaliyetlerinin daha derli toplu bir şekilde yürümesi için bir komisyon kurulduğu, Hilal-i Ahmer’in, Ermeni Patrikhanesi’nin, İtilaf Devletleri’nin ve Amerika’nın geri dönen Ermenilere yardım ettiği belgelerde mevcut.
Ermeni Patrikhanesi’nin 1921 tarihli kayıtlarına göre 644.900 Ermeni evlerine geri döndü; fakat Ermeni araştırmacıların çalışmalarına baktığımızda bu geri dönüşlerden hemen hiç bahsedilmediğini, “tehcir kisvesi altında yürütülen soykırım” esnasında Ermeni toplumunun neredeyse tamamen yok edildiği görüşünün hakim olduğunu görüyoruz. Örneğin Rouben Paul Adalian, “soykırım”dan sonra “Türklerin Ermenilerin ana vatanını da ellerinden aldığını ve onlara bir daha kendi topraklarında özgürlük ve haysiyet içinde yaşama fırsatı tanımadığını” yazar. Adalian’a göre geri dönmeyi başarabilen az sayıda Ermeni ise savaşın bitişinden sonra bir kez daha topraklarından sürülmüştür.
Kaynakça
Guenter Lewy, The Armenian Massacres in Ottoman Turkey- A Disputed Genocide (Salt Lake City: The University of Utah Press, 2005).
Rouben Paul Adalian, “The Armenian Genocide”, Century of Genocide: Critical Essays and Eyewitness Accounts içinde, editörler: Samuel Totten, William S. Parsons, Israel W. Charny (New York: Routledge, 2004).